Prof. Dr. Mafalda Oliveira İstanbul'da Fikir Lideri Hekimlerle Buluştu

prof-dr-mafalda-oliveira-istanbulda-fikir-lideri-hekimlerle-bulustu.jpg

prof-dr-mafalda-oliveira-istanbulda-fikir-lideri-hekimlerle-bulustu.jpg

Barselona Vall d’Hebron Üniversite Hastanesi Tıp Fakültesi ve Vall d’Hebron Kanser Enstitüsü’nden Medikal Onkolog Prof. Dr. Mafalda Oliveira İstanbul’da fikir lideri hekimlerle buluştu. Gilead Türkiye’nin düzenlediği toplantıya katılmak üzere Türkiye’ye gelen, Dr. Oliveira, meme kanserinin zorlu bir alt türü olan “üçlü negatif meme kanseri” alanında dünyadaki bilimsel gelişmeleri meslektaşlarıyla tartıştı. 

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada her yıl 19.3 milyon yeni kanser vakası görülürken bunun 2040 yılında 30 milyonun üzerinde olması beklenmektedir. Yine aynı verilere göre her yıl yaklaşık 10 milyon kişi kanser sebebiyle hayatını kaybetmektedir. Meme kanseri, dünyada kanser türleri içerisinde kadınlarda görülme sıklığı açısından ilk sırada yer almaktadır. Meme kanseri kendi içinde alt türlere ayrılırken her birinin seyri ve tedavisi farklıdır. Alt türlerinden biri olan üçlü negatif meme kanseri (TNBC), karşılanmamış tedavi ihtiyacının en yüksek olduğu türdür. 

Meme kanseri alanında pek çok yenilikçi ilacın araştırma geliştirmesi sırasında fazI-II-III klinik çalışmalarda baş araştırmacı olarak görev alan ve birçok başarı ödülüne layık görülen Prof. Dr. Mafalda Oliveira, Gilead Türkiye’nin İstanbul’da düzenlediği toplantıda meslektaşlarıyla bir araya gelerek bu alanda dünyadaki bilimsel gelişmeleri tartıştı.

Yeni ilaçların klinik geliştirilmelerine, likit biyopsilerin meme kanserinde tanısal, prediktif ve prognostik araçlar olarak uygulanmasına yönelik araştırmalar yapan Prof. Dr. Mafalda Oliveira, TNBC’ye yönelik dünyadaki bilimsel gelişmeler ışığında şu bilgileri paylaştı: 

“Üçlü negatif meme kanseri, tüm meme kanseri vakalarının yalnızca yaklaşık %15’ini oluşturmasına rağmen buna orantısız şekilde meme kanseri ölümlerinden ve meme kanseri olan genç kadınlarda orantısız sayıda vakadan sorumlu bir türdür. 

İnanılmaz derecede heterojen olması hastalığın tedavisini zorlaştırmaktadır. Genellikle cerrahi, radyoterapi, kemoterapi ve daha yakın zamanda bazı vakalarda immünoterapi ile tedavi edilen bu hastalık için son dönemde hastalığı kontrol altına almak ve hastaya sağlanan faydanın iyileştirilmesine yardımcı olan yeni nesil tedaviler de geliştirilmektedir.

TNBC’li hastalar genellikle genç ve sıklıkla ailelerinde meme kanseri öyküsü olan kadınlardan oluşmaktadır. Hastalık genellikle daha ileri evrede teşhis edilir ve bu tümörler çoğunlukla yüksek gradeli tümörlerdir. TNBC hastalarının %60’ından fazlası kür edilebilse de metastatik hastalık teşhis edildiğinde 5 yıllık genel sağkalım istenen seviye değildir. Hastalığın genç yaştaki kadınlarda, geç evrede teşhis edilmesi ve agresif seyirle ilerlemesi  nedeniyle bu alandaki karşılanmamış ihtiyaçlara odaklanılması ve hastaların yeni tedavilere erişiminin sağlanması önem arz etmektedir.” 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Exit mobile version