«
  1. Anasayfa
  2. Sağlık
  3. Mikroplastikler Soframızda: Gıdalardan Bedenimize Nasıl Geçiyor?

Mikroplastikler Soframızda: Gıdalardan Bedenimize Nasıl Geçiyor?

Mikroplastikler Soframızda: Gıdalardan Bedenimize Nasıl Geçiyor?

Bir marketten alışveriş yaptığınızı düşünün. Poşetlerinizde sebzeler, meyveler, balık, süt, yoğurt, ekmek, hatta sağlıklı diye seçtiğiniz tam tahıllı atıştırmalıklar var. Yani sofranız için en doğal, en iyi seçimleri yapmaya çalışıyorsunuz. Ama aslında fark etmeden sofranıza plastik taşıyor olabilirsiniz. Evet, yanlış duymadınız: mikroplastikler artık yalnızca denizlerde, çöplüklerde ya da geri dönüşüm tesislerinde değil; doğrudan tabaklarımızda ve hatta bedenlerimizde.

Peki, mikroplastikler nasıl oluyor da soframıza kadar geliyor? Ve daha önemlisi, bu durum sağlığımızı nasıl etkiliyor? Gelin, bu konuyu birlikte biraz detaylıca konuşalım.

Mikroplastikler Nedir?

Mikroplastikler, 5 milimetreden daha küçük plastik parçacıklarıdır. Gözle zor görülür, bazen tamamen görünmezdir. İki türü vardır:

  1. Birincil mikroplastikler: Kozmetik ürünlerdeki peeling tanecikleri, diş macunlarındaki mikro boncuklar veya endüstride kullanılan küçük plastik parçacıkları gibi doğrudan küçük üretilen plastikler.
  2. İkincil mikroplastikler: Daha büyük plastiklerin (örneğin poşet, şişe, plastik kap) zamanla parçalanmasıyla oluşan küçük parçacıklar.

Yani, çevremizde plastik ne kadar çoksa, soframızda da mikroplastik bulunma ihtimali o kadar yüksek.

Mikroplastikler Gıdalara Nasıl Karışıyor?

Bu noktada en önemli soru şu: “Benim tabağıma bu plastik nasıl geliyor?” Cevap aslında düşündüğünüzden daha basit ama bir o kadar da çarpıcı.

  1. Deniz Ürünleri ve Balıklar

Denizler artık plastik çorbasına dönmüş durumda. Yapılan araştırmalar, yılda yaklaşık 8 milyon ton plastiğin denizlere karıştığını gösteriyor. Balıklar, midyeler, karidesler bu küçük parçacıkları besin zannedip yutuyor. Siz de deniz ürünleri tükettiğinizde bu mikroplastiklerin bir kısmı doğrudan vücudunuza geçiyor.

Özellikle kabuklu deniz ürünleri (midye, istiridye gibi) yüksek risk taşıyor. Çünkü bu hayvanlar filtre besleniyor; yani yaşadıkları ortamda ne varsa süzüyorlar ve bünyelerine alıyorlar. Biz de onları pişirmeden, çoğu zaman bütün halde tükettiğimiz için mikroplastikleri de beraberinde alıyoruz.

  1. İçme Suları

Cam şişe aldığınızda “oh mis gibi, plastiksiz” diye düşünüyor olabilirsiniz. Ama yapılan analizler gösteriyor ki, hem musluk suyu hem de şişelenmiş suyun çoğunda mikroplastik var. Üstelik, PET şişelerden geçen parçacıklar bazen musluk suyundan daha fazla olabiliyor. Yani aslında suyu hangi kapta içtiğimiz de fark yaratıyor.

  1. Tuzlar

Yemeklerimizin vazgeçilmezi tuz da risk altında. Deniz tuzu, göl tuzu ya da kaya tuzu fark etmeksizin, birçok örnekte mikroplastik tespit edilmiş. Özellikle deniz tuzu, plastik kirliliğinin yoğun olduğu bölgelerden elde edildiğinde daha yüksek miktarda içeriyor.

  1. Meyve ve Sebzeler

“Ben et yemem, balık yemem, bol bol sebze yerim” diyorsanız, burada da sizi şaşırtacak bir gerçek var. Yapılan son çalışmalar, mikroplastiklerin tarım topraklarında da biriktiğini gösteriyor. Çünkü plastik içeren gübreler, sulama sistemlerindeki plastik borular ve hatta havadaki mikroplastik parçacıkları toprağa karışabiliyor. Bitkiler kökleri aracılığıyla bu parçacıkları çekiyor ve domatesinizin, havucunuzun içine kadar sokabiliyor.

  1. Süt ve Süt Ürünleri

Bazı araştırmalar, süt ürünlerinde de mikroplastik bulunduğunu ortaya koydu. Özellikle işlenmiş gıdalar ve ambalajlı sütlerde risk daha yüksek. Plastik ambalajlardan çözünerek gıdaya karışan parçacıklar, yoğurdun veya peynirin içinde bile bulunabiliyor.

Günlük Ne Kadar Mikroplastik Tüketiyoruz?

Kanada’da yapılan bir çalışmaya göre, bir insanın yılda ortalama 50 bin ila 120 bin mikroplastik parçacığı yediği tahmin ediliyor. Şişelenmiş su tüketenlerde bu rakam daha da artıyor. Başka bir ifadeyle, farkında olmadan her gün plastik “atıştırıyoruz”.

Bir diğer çarpıcı benzetme şu: Ortalama bir insan, bir haftada yaklaşık bir kredi kartı büyüklüğünde plastik tüketiyor. Yani cüzdanınızdaki kartı düşünün; işte o kadar plastik, sindirim sisteminizden geçiyor olabilir.

Mikroplastikler Vücudumuza Girdiğinde Ne Oluyor?

Peki, bu parçacıklar vücudumuza girdiğinde sadece sindirim sisteminden mi geçiyor, yoksa kalıcı bir etkisi var mı?

  • Sindirim sisteminde: Çoğu mikroplastik sindirimle dışarı atılıyor. Ama bazı çok küçük parçacıklar (nanoplastikler) bağırsak duvarını aşarak kana karışabiliyor.
  • Bağışıklık sistemi: Vücut yabancı madde olarak algılıyor ve bağışıklık hücreleri bu parçacıklara saldırıyor. Bu da kronik inflamasyona yol açabiliyor.
  • Hormon dengesi: Plastiklerin içinde bulunan kimyasallar (örneğin BPA, ftalatlar), hormon sistemini bozucu etki yapabiliyor. Bu durum özellikle obezite, diyabet, tiroid sorunları ve üreme sağlığı üzerinde risk oluşturuyor.
  • Mikrobiyota: Bağırsaklarımızdaki dost bakteriler, mikroplastiklerin yarattığı stresle olumsuz etkilenebiliyor. Bu da sindirim sorunlarına, bağışıklık zayıflamasına yol açabiliyor.

Yani, mesele sadece plastik yutmak değil; aynı zamanda vücudun dengesini bozacak kimyasal bir stresle karşı karşıya kalmak.

Kimler Daha Fazla Risk Altında?

Herkes mikroplastik alıyor ama bazı gruplar daha hassas:

  • Bebekler ve çocuklar: Biberonlardan, plastik emziklerden, oyuncaklardan daha fazla mikroplastik alabiliyorlar. Ayrıca bedenleri küçük olduğu için toksik etki daha belirgin olabiliyor.
  • Hamileler: Yapılan bazı çalışmalarda plasentada bile mikroplastik bulundu. Bu da anne karnındaki bebeğin dahi etkilenebildiğini gösteriyor.
  • Deniz ürünleri ağırlıklı beslenenler: Özellikle Akdeniz ülkelerinde bu risk daha fazla.

Ne Yapabiliriz? Mikroplastiklerden Korunmanın Yolları

Plastik hayatımızdan tamamen çıkmasa da, maruziyeti azaltmak için yapabileceklerimiz var:

  1. Cam veya paslanmaz çelik şişe kullanın: Su için en güvenli tercih camdır. Plastik şişelerden uzak durun.
  2. Ambalajsız gıdaları tercih edin: Özellikle sebze ve meyveleri fileyle alın, plastik paketli olanlardan kaçının.
  3. Plastik saklama kapları yerine cam kullanın: Özellikle sıcak yemekleri plastik kaplara koymayın.
  4. Balık ve deniz ürünlerini dikkatli seçin: Kabuklu deniz ürünlerini aşırı tüketmeyin.
  5. Evde su filtresi kullanın: Kaliteli filtre sistemleri sudaki partikülleri azaltabiliyor.
  6. Mikrodalgada plastik kap kullanmayın: Isıtma sırasında daha fazla plastik çözünebiliyor.
  7. Geri dönüşüme katkı sağlayın: Kullandığınız plastiklerin geri dönüşümüne dikkat edin. Çünkü doğaya karışan her plastik, soframıza geri dönüyor.

Mikroplastiklerin Sağlık Üzerindeki Uzun Vadeli Etkileri

Henüz elimizde kesin sonuçlu klinik veriler yok. Ama elimizdeki bulgular, mikroplastiklerin sadece çevre kirliliği sorunu değil, aynı zamanda beslenme ve halk sağlığı sorunu olduğunu net şekilde gösteriyor.

Örneğin:

  • Kardiyovasküler hastalıklarla mikroplastikler arasında ilişki olabileceğine dair bulgular var.
  • Karaciğer ve böbreklerde birikim gösterebildikleri düşünülüyor.
  • Bağırsak geçirgenliğini artırarak alerjik hastalıkların artmasına katkıda bulunabileceği tartışılıyor.

Yani gelecekte “mikroplastik hastalıkları” kavramını daha çok duyabiliriz.

Sonuç: Soframıza Düşen Plastik

Günlük yaşamımızda aldığımız her küçük karar, soframıza gelen plastiği azaltabilir ya da artırabilir. Bir cam şişe tercih etmek, plastik kapta yoğurt almamak ya da pazar filesiyle alışveriş yapmak küçük gibi görünse de uzun vadede büyük fark yaratıyor.

Biz diyetisyenler olarak sağlıklı beslenmenin sadece kalori hesabı, protein miktarı ya da vitamin düzeyi olmadığını hep dile getiriyoruz. Gıdanın güvenliği, içeriği ve çevresel faktörleri de en az besin değeri kadar önemli. Çünkü vücudumuzu beslemek için yediğimiz her şey, aynı zamanda sağlığımızı da şekillendiriyor.

Kısacası, soframızdaki mikroplastikler sadece çevre sorunu değil, bedenimizi etkileyen bir beslenme sorunu. Ve bunu fark edip önlem almak, sağlıklı nesillerin geleceği için artık ertelenemez bir görev.

Dyt. Melina Ezgi Tosun

Kaynakça

  1. Smith M, Love DC, Rochman CM, Neff RA. Microplastics in Seafood and the Implications for Human Health. Curr Environ Health Rep. 2018;5(3):375–386.
  2. Cox KD, Covernton GA, Davies HL, Dower JF, Juanes F, Dudas SE. Human Consumption of Microplastics. Environ Sci Technol. 2019;53(12):7068–7074.
  3. Toussaint B, Raffael B, Angers-Loustau A, et al. Review of micro- and nanoplastic contamination in the food chain. Food Additives & Contaminants: Part A. 2019;36(5):639–673.
  4. Campanale C, Massarelli C, Savino I, Locaputo V, Uricchio VF. A Detailed Review Study on Potential Effects of Microplastics and Additives of Concern on Human Health. Int J Environ Res Public Health. 2020;17(4):1212.
  5. WHO. Microplastics in drinking-water. World Health Organization, 2019.
  6. Prata JC. Microplastics in wastewater: State of the knowledge on sources, fate and solutions. Mar Pollut Bull. 2018;129(1):262–265.

Kaynak: https://bihaber.tr/mikroplastikler/

 

Bir Cevap Yaz

Haber Yıldız Hakkında

Bir Cevap Yaz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi *