Enflasyon ve kur olmak üzere pek çok ekonomik koşulun KOBİ segmentindeki kırılganlığı artırdığını ve firmaların büyümesini olumsuz etkilediğini söyleyen Abdullah Özcan, iş hacmini artırmak isteyen pek çok şirket için kefalet sigortasının tam bir can simidi olma özelliği taşıdığını söyledi. “Sigorta sektörü kefalet sigortası ile KOBİ’nin kefili olmaya hazır” diyen Özcan, Kefalet sigortasının, kredi limitlerinde nakdi veya gayri nakdi kredi olarak görünmeyeceğinden, kredi kullanımında limitler konusunda bir daralmaya sebep olmadığını ve firmaların banka kredi limitlerini yeni işler ve yeni pazarlar için kullanabilme şansına sahip olduklarını kaydetti.
Enflasyon, kur artışları, mevsimsel şartlar gibi pek çok ekonomik koşul, özellikle KOBİ segmentindeki firmaları olumsuz etkiliyor. Bankaların kredi şartlarını aşamayan sayısız şirket için kefalet sigortası can simidi olma özelliği taşıyor. Teminat mektubunun kullanıldığı her alanda geçerli olan kefalet sigortası, Türkiye’de şu anda ağırlıklı olarak kamu ihalelerinde kullanılıyor. Halihazırda inşaat, enerji ve telekomünikasyon gibi sektörlerde faaliyet gösteren firmalar tarafından tercih edilen kefalet sigortası ile sigorta şirketi, sigortalısının kefili oluyor ve sigortalının borcunu ödemediği durumlarda karşı tarafın zararını ödemeyi taahhüt ediyor.
Steel Sigorta ve Reasürans Brokerliği CEO’su Abdullah Özcan, kefalet sigortasının Şubat 2014 tarihinde yürürlüğe girdiğini ve Aralık 2017 tarihinde ise Kamu İhale Kanunu’nda yapılan bir değişiklikle firmaların teminat mektubu yerine kefalet senedini de kullanmaya başlamalarının önünün açıldığını söyledi. Aralık 2021 tarihinden itibaren de kefalet senetlerinin elektronik ortamda düzenlenmesinin sağlanarak bu alanda yeni bir avantaj daha yaratıldığını kaydeden Özcan, bu düzenlemeyle de kağıt ortamında yapılan kamu ihaleleri için geçici teminat mektuplarının elektronik ortamda gönderilebilir hale geldiğini belirtti.
Özel sektör ihalelerinde de kefalet sigortasının teminat mektubu yerine kullanılabildiğine işaret eden Özcan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kefalet sigortası, teminat ve kefalet konusunda sıkıntı yaşayan, başta KOBİ’ler olmak üzere tüm işletmeler için kamu ihalelerine katılmalarının önünü açacak bir ürün. Tüm kamu ihalelerinde banka teminat mektubu yerine kabul ediliyor. Kefalet sigortasında sigorta şirketi, borçlunun sözleşmeden veya kanundan doğan yükümlülüğünü yerine getirmeme riskine karşı alacaklıya kefalet senedi bedeline kadar kefil oluyor. Kefalet sigortası, lehdar olan üçüncü kişinin zararlarını sigortalı adına ödeyen son derece yenilikçi ve kullanıcı dostu bir ürün.”
Kefalet sigortasının; geçici ihale teminatı ve performans teminatı başta olmak üzere iki temel güvence sağladığının altını çizen Özcan, geçici ihale teminatının, ihaleden sorumlu olan kişinin çekilmesi veya sözleşmeyi imzalamak istememesi durumunda devreye girerken performans teminatının ise işin yürütülmesinden sorumlu kişinin sorumluluklarını yerine getirmemesi durumunda devreye girerek hasarın karşılanmasını sağladığını kaydetti. Özcan, kefalet sigortasına; ihaleye katılım, imalat-bakım-onarım, sözleşme, gümrük ve mahkeme, avans ödeme, emniyeti suistimal ek teminatlarının da dahil edilebileceğini belirtti. Özcan, primin ödenmemesi, mesleki faaliyetin sona ermesi, sigorta süreci ile ilgili tebliğ ve ihbar yapılmaması, sigorta şirketine bildirmeden sözleşmede değişiklik yapılması vb. durumların ise teminat dışında olduğunu kaydetti. Kefalet sigortasının maliyeti konusuna da değinen Özcan, bunun poliçenin kapsamına alınan teminatlara, sigorta şirketinin fiyat politikasına ve özel şartlara göre değişkenlik gösterebildiğini ancak maliyetin alınan hizmet göz önünde tutulacak olursa son derece makul olduğunu söyledi.
Kefalet sigortası gibi finansal ürünler yakın gelecekte sektörü domine edecek
Kefalet ve alacak sigortası gibi finansal sigorta ürünlerinin yakın gelecekte sektörü domine eder hale geleceğini söyleyen Abdullah Özcan “Bu alanda havuz büyüyor. Kapasite ve teminatlar her geçen gün biraz daha genişliyor. Özellikle kefalet sigortası, potansiyeli çok yüksek bir finansal sigorta ürünü. Teminat mektubu pazarı bugün itibarıyla yaklaşık 2.3 trilyon TL. Türkiye’de bankaların kullandırdıkları gayri nakdi kredilerin neredeyse yüzde 70 -75’i banka teminat mektuplarından oluşuyor. Oysa ABD’de sigorta şirketleri tarafından verilen kefalet senetleri banka teminat mektuplarının yerini almış durumda. Bizde de böyle bir rakamı telaffuz etmek zor değil görüşündeyim.” diye konuştu.
Kefalet sigortası ürünü ile ilgili bilinirlik ve farkındalık arttıkça taleplerin de istenilen düzeye geleceğini kaydeden Özcan, “İhracatçıların da bu ürünün alıcısı olmalarını sağlayacak bazı düzenlemelerin yapılması için çalışıldığını biliyoruz. Bunun yanı sıra vergisel anlamda getirilecek bazı muafiyetler de bu ürün için ciddi bir kaldıraç olacaktır” dedi.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Bir Cevap Yaz